Anjiyografi ve Karbondioksit (Gazlı) Anjiyografi

Anjiyografi ameliyat değildir.  Damarların – atardamar veya toplardamar– içine kasıkta veya el bileğinde küçük bir alana uyuşturma ve anestezi yapıldıktan sonra ağrısız ve acısız bir şekilde atardamarın içine 15 cm uzunlukta spagetti makarda tanesi kalınlığında bir ince boru takılır.  Bu boru içinden de , daha ince hortum gibi uzun borular kalbin damarlarının ağzına veya bacak veya ilgili damarın ağız bölgesine getirilir. Buradan bir boya verilir ve aynı anda vücutta o damarın olduğu yere radyasyon verilir ve bu esnada damarlar aynı bir çınar ağacının dalları gibi siyah renkli dallar halinde görüntü verir.  Eğer boya heryere dolarsa damarlar açıktır, fakat belli noktalara boya giremezse oranın tıkanmış yada daralmış olduğu anlaşılır.

Böbreklerinde tembellik olan ve hafif orta yada ileri evre yetmezlik olan hastalarımızda, anjiyografide kullanılan boyadan vermek istemeyiz çünkü bu boya böbrekleri daha da bozar ve yetmezlik bile olabilir.  İşte böyle durumlarda bacak damar anjiyografisi yaparken Karbondioksit gazı kullanılır. Bu gazın özelliği saniyeler içinde damarın görüntüsünü vermekte ve ardından yine 1 saniyede tamamen kanın içinde eriyerek yok olmasıdır. Bu tür anjiyografiyi çekmek için özel yazılımlı anjiyografi makinaları kullanılır. Bu teknikle böbreğe hiç zarar verilmemiş olur.

Gazlı anjiyografi sadece bacak ve uyluk atardamar ve toplardamarlarında kullanılmaktadır. Henüz kalp ve beyin damarı anjiyografisinde kullanımında güvenilirliği gösterilmemiştir.

Dr Mustafa Saygın’ın yönetiminde belli kliniklerde bu yazılıma sahip anjiyo cihaz ve ekipmanları vardır.